|
||
TÜRK KÜLTÜRÜNÜN YÜZ AKI | ||
Muhammet Nur Doğan yazdı.. | ||
Gündem Haberi | ||
|
||
|
||
Kendisi hem halk edebiyatının, hem de klasik Türk edebiyatının öncü şairlerinden biri olan Yunus Emre’nin Divan’ında öylesine hikmet ışıkları saçan bir dörtlük vardır ki; yüzyıllardır toplumsal vicdanımızda yer etmiş, atalar sözü hazinemizin en eşsiz parçalarından biridir: Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı Söz ola ağulu aşı bal ile yağ ede bir söz Bu dörtlük büyük Yunus’un “söz” ve sözün işlevleri ile bağlantılı olmak üzere düşünme, konuşma, barış, huzur, akıl, bilgelik ve iletişim gibi kavramların birey ve toplum hayatındaki önemine dikkat çeken dörtlük nazım şekli ile yazılmış harika bir ilahisinde yer almaktadır. İlahiyi baştan sona kadar okuyan biri Türkçenin daha 13. yüzyılın sonu ve 14. yüzyılın başlarında nasıl bu derece mucizevi boyutta estetik mükemmelliğe, inanılmaz derecedeki sadeliğe ve nasıl az sözle bu ölçüde yoğun anlam zenginliğine ulaşmış olduğunu şaşkınlıkla müşahede eder. TÜRK KÜLTÜRÜNÜN YÜZ AKIBilindiği gibi, Yunus Emre’nin şiirlerinde görülen bu özellik edebiyat biliminde “sehl-i mümteni” diye adlandırılmaktadır. Sehl-i mümteni, ilk bakışta kolay görünüp, gerçekte taklit edilemeyecek kadar ustaca yazılmış edebî eserleri tanımlamak için kullanılır. Şimdi Türkçenin, Türk kültürü ve edebiyatının yüz akı olan Yunus’un, her biri kentlerimizin meydanlarını süsleyecek değerdeki dörtlüklerinden kurulu bu ilahisini siz değerli okuyucularımın dikkatine sunuyorum. Beyit düzenine dönüştürülen dörtlükler tarafımdan düz yazıya çevrilmiştir. Şimdi büyük Yunus gelsin soy soylasın, boy boylasın; biz susalım o söylesin. Hânım hey!.. Keleci bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz (Doğru bilgiye sahip/söz söylemesini bilen kişinin söylediği söz onun yüzünü ak eder; sözü olgunlaştırarak söyleyen kişinin işi düzgün olur.) Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı Söz ola ağulu aşı bal ile yağ ede bir söz (Öyle sözler vardır ki, savaşı/kırgınlıkları ortadan kaldırır; öyle sözler de vardır ki, başları bitirir. Denilebilir ki; bazen bir söz zehirli aşı bile bal ile yağ eder.) Kelecilerin pişirgil yaramazını şeşirgil Sözün us ile döşürgil dimegil çağ ede bir söz (Sözlerini olgunlaştır; işe yaramayanları bırak; sözünü akıl ile derleyip topla; dışı süslü, içi boş söz söyleme!) Gel ahı ey şehriyâri sözümüzü dinle bâri Hezâr gevher ü dinârı kara toprağ ede bir söz (Gel ey kardeş, ey padişah; bari şu sözümüzü dinleyiver: Söyleyeceğin bir söz binlerce mücevheri ve altını kara toprak gibi değersizleştirebilir.) Kişi bile söz demini demeye sözün kemini Bu cihân cehennemini sekiz uçmağ ede bir söz (Kişi sözün kıvamını iyi hesaplamalı ve kötü söz söylememelidir. Bazen güzel bir söz bu cihan cehennemini sekiz cennet yapabilir.) Yürü yürü yolun ile gâfil olma bilin ile Key sakın ki dilin ile cânına dâğ ede bir söz (-Ey dost!- Hadi yolunda yürü; bilge ol da gaflete düşme! Aman, dilinle canına dert açacak bir söz söylemekten uzak dur!) Yûnus imdi söz yatından söyle sözü gâyetinden Key sakın o şeh katından seni ırağ ede bir söz (Ey Yunus; artık sözü özlü ve dikkatlice söyle; aman, seni o Sultan (Tanrı) katından uzaklaştıracak bir söz söyleme!) HAYRETî’NİN O GÜZEL BEYİTİYunus Emre’nin sözün kimi zaman savaşı kesebileceği; kimi zaman da başları batırabileceği gerçeğini dile getirdiği dörtlüğü ile anlamca paralel ama aşk makamında söylenmiş Divan şairi Hayretî’nin çok güzel bir beytini de burada paylaşmak isterim: Ey sözi ihyâ-yı emvât eyleyen Îsâ gibi V’ey gözi nâ-hak yere uşşâkı bî-cân eyleyen Hayretî, sevgilisine çıkışarak sesleniyor: “Ey, sözü ile Hz. İsa gibi, ölüleri dirilten; ama, gözü ile de âşıkları haksız yere canından eden!” |
||
|
||
Etiketler: TÜRK, KÜLTÜRÜNÜN, YÜZ, AKI, |
|
||
|